Dolgu

Hastaların ağız ve diş yapısı için en sağlıklı uygulamaları belirlemek daha doğrudur. Her birey için ortak bir uygulamadan bahsetmek imkânsızdır. Gerek hastanın yaşı gerekse uygulama yapılacak diş bölgesi ve hatta maddi imkânlar bile etkilidir. Fakat en sağlıklı olarak bulunan ve doktorlar tarafından önerilen doğal sonuçları veren uygulamalardır. Tedavi sonrası daha uygun bir görüntü elde etmek mümkün olacaktır.

Her ne kadar diş hekimleri için çok sık kullanılan bir yöntem olsa da herkese bu tedavinin yapılması mümkün değildir. Çünkü kimi bireylerin sağlığı ya da yaşı tedavi için uygun bulunmamaktadır. Belirtilen durumdaki kişilere uygulama yapılmamaktadır:

• Hamile olanlar ya da hamile şüphesi duyanlar,
• Emziren anneler,
• İltihaplı diş etine sahip olanlar,
• Yara iyileşme sorunu yaşayanlar,
• Otoimmün hastaları,
• Savunma ve bağışıklık sistemi düşük olanlar,
• İlaç alerjisi bulunanlar.

Hayır. Kanal tedavisi sırasında ya da diğer farklı tedavi yöntemlerinde sinirler alınmaktadır. Eğer bahsedilen tedavi tek başına uygulanacaksa sinirlerin alınma gibi bir durumu söz konusu değildir. Fakat tedavi sırasında çürüğün mineye ve köklere yaklaştığı görülürse ekstra kanal tedavisine karar verilerek sinir alınabilir.

Dişlerde kırık ve çürüklere uygulanan bir yöntemdir. Fakat çürüğün yapısı ve yayılım gösterme oranı önemlidir. Eğer diş kurtarılabilecek durumdaysa ve derinlere doğru yayılım göstermediyse uygulama yapılabilir. Tersi durumlarda söz konusu olabilmektedir.
Hasta dişine baktığında çürüğün derinliği hakkında bilgi edinemez. Diş hekimi tarafından yapılan incelemeler neticesinde eğer çürük sanılandan çok daha yayılıp mineye zarar verdiyse sadece doldurma işlemi yapmak yetersizdir. Burada özellikle hastanın ağrı ve acı yaşaması durumunda dişin çekilmesine karar verilebilir.

Sağlık açısından hastanın iyiliği adına tedavi yöntemi diş hekimi tarafından belirlenir. Çürüğün yapısına göre en doğru yöntemin belirlenmesi gerekir. Yeni oluşum göstermiş bir çürük söz konusuysa eğer temizlenip doldurma işleminin yapılması doğru olacaktır. Ancak ilerleyen bir durumda kesin çözüm olarak bakılmaması gerekir.
Çürüyen diş ileri düzeyli olmasa bile yine kesin çözüm olduğu anlamına gelmez. Çünkü bu dişin sonradan tekrar çürüme ya da zarar görme olasılığı bulunur. Hastanın takındığı tavırlar burada etkileyicidir. Hijyene dikkat ederse ve zararlı yiyeceklerden uzak durursa kısmen kalıcı çözüm olduğu belirtilebilir.

Uygulanacak işlem her ne kadar basit ve çok yaygın olsa da hastanın konforu adına tek seansta belirli sayıda uygulama yapılmaktadır. Çok sayıda çürük ya da kırığı bulunan bireye bir seansta ortalama iki ya da üç diş için uygulama gerçekleştirilir. Daha fazla sayıda diş varsa başka bir randevu verilerek tedavi süreci ilerletilir.
Tek seansta tüm işlere uygulama yapmak oluşan hassasiyetin artmasına neden olmaktadır. Özellikle ilk gün içinde hastanın konforunu ciddi olarak etkileyecektir. Bununla birlikte ağız ve diş eti zorlanmalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve emin ilerlemek adına gerekli olan bir durumdur.

İki türlü durum bulunmaktadır. İlk durumda eğer hastanın etlerinde ekstra bir hassasiyet yoksa ve iltihaplanma söz konusu değilse ilk seansta uygulama yapılabilir. Genelde birçok hastada oluşturulan durum budur. Ekstra bir randevu almaya ve diş hekimine gelmeye gerek duyulmaz.
Fakat ikinci ihtimalde eğer diş etinde şişme, yara ve iltihap söz konusuysa uygulama yapılmaz. Hastaya diş hekimi tarafından antibiyotik yazılır. Bu ilacın belirtilen şekillerde kullanılıp iltihabın kalkması beklenir. Bir randevu verilir, ikinci seansta talep edilen uygulama hayata geçirilir.

Diş hekimi bu konuda hastaya daha net bilgi verecektir. Çürük neredeyse tüm dişi kapladıysa uygulama önerilmez. Büyük bir alanı etkileyen kırılma söz konusuysa keza yine önerilmeyecektir. Bunun yerine hastanın yaşı da uygunsa kaplama önerilebilir.
Diş minesi ciddi zarar gördüyse ve yan komşu dişlere de zarar verme olasılığı varsa diş çekimi yapmak daha doğru olabilir. Hasta 18 yaşın üstündeyse implant ya da kaplamalar ile daha sağlıklı bir gülüşe kavuşması önerilmektedir. Aksi takdirde yapılan doldurma işlemi yeterli olmayacak ve hasta rahatsızlık yaşamaya devam edecektir.

Emziren annelerin diş dolgusu yaptırması önerilen bir durum değildir. Kullanılacak anestezi ve diğer ilaçlardan dolayı emzirme dönemi bitene kadar beklemesi önerilmektedir. İlaç kullanımı neticesinde anne ve bebeğin zarar görme olasılığını en aza düşürmek adına uygulama yapılmamaktadır.

Hamile kadınların kritik dönemlerde bebeğin zarar görmemesi başta olmak üzere genel dönem içerisinde sağlıklı bir gelişim adına birçok ilacı kullanması yasaktır. Doktor kontrolünde uygulamanın yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Fakat yüksek bir oranda anne adaylarının bu tarz bir işlem yaptırması uygun bulunmamaktadır.

Yapılacak olan uygulama belirlendikten sonra çocuk ya da yetişkinler arasında bir fark olmamaktadır. Uygulama olması gerektiği şekilde sağlıklı bir diş elde edilme amacıyla sağlanacaktır. Çocuklarda sadece diş hekimi korkusu yaşamamak adına özenle bir ilerleyiş gerçekleştirilmektedir.
Çocuklarda oluşan fark anestezi yönünde oluşabilmektedir. İğne ile uyuşturma yapmak yerine özel tatlara sahip olan uyuşturucu malzemeler kullanılır. Çilekli, naneli gibi farklı tatlara sahip uyuşturucular sayesinde diş ve bölgesi uyuşturulur. Böylece çocukta tedaviye karşı bir korku gelişmesi engellenmektedir.

Yapılacak uygulama sırasında hastaların herhangi bir acı ya da hassasiyet hissetmesi mümkün değildir. Uygulama sırasında lokal anestezi yapılmasıyla olumsuzlukların önüne geçilecektir. Fakat bu lokal anestezi belirli bir zaman içinde geçerli olacaktır. 2-3 saat içinde etkisini yitirip hafif bir sızlama ve hassasiyet yaratabilir.
İlk gün bu tarz bir durumla karşılaşmak oldukça normaldir. İlk saatlerde yemek yenmemesi, gün boyunca aşırı sıcak ve soğuktan kaçınmak bu yüzden gerekir. Böylece dişi ekstra hassaslaştırmamış olursunuz. Diğer taraftan ilk günden sonra etki yok olarak rahatsız edici bir hissiyat oluşturmayacaktır.

Asla yenmemelidir. Özellikle ilk birkaç saat içerisinde içecek de içilmemelidir. Diş hekimleri tarafından bu noktada uyarı yapılmasının belirli başlı sebepleri bulunmaktadır. Bunların başında lokal anestezi etkisinde bulunmaktır. Hasta hissiyatını kaybedeceğinden yemek esnasında ciddi dil ve yanak yaralanmalarına sebebiyet verebilir. Farkında olmadan ağız içi yapılarını parçalayabilir.

Diğer bir sebep ise ilk saatlerde diş üzerinde bir baskı hissetmezsiniz. Uygulama yapılan alandaki diş ile yemekler parçalanır ya da bu diş diğer dişlere temas ederse sonrasında ağrı yapacaktır. İlk gün beklenen hassasiyet ve sızlama hissini arttırmış olursunuz.

Dolgu sonrası yemek 2-3 saat sonra ancak tüketilmelidir. Mümkünse ilk gün yiyecekler katı gıdalardan uzak olmalıdır. Aşırı sıcak yenmemeli, ılık tercih edilmelidir. Keza ilk saatler sigara tüketimi de önerilmez. Çünkü sigara alandaki durumun iyileşmesinde geciktirici etkiye sahiptir.

Yemek yemek her ne kadar uygulama sonrası önerilmese de su içmek konusunda herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. Hasta uygulamanın hemen sonrasında su içebilir. Sadece burada diş hekimleri tarafından öneriler sunulmaktadır. Tedavi yapılan alan ne kadar genişse o derece uyuşturma yapılır. Bu uyuşturma da dudak ve ağzı kontrol etmeyi zorlaştırdığından su içerken dikkatli olmak da fayda var.

Diş ile alakalı birçok sorun hem devlet hastanelerinde hem de özel diş kliniklerinde çözüm bulmaktadır. Devlet hastaneleri kapsamında randevu almak özellikle acil durumlarda oldukça zordur. Ağrı ve hassasiyet oluşan kişilerin bahsedilen tedavi yöntemini uygulatmak için günlerce beklemesi gerekir. Halbuki olumsuz duygular beklemeden artmaya devam eder.

Diğer hastalıklara göre diş hastalıkları ve sorunları daha dayanılmaz sorunlar yaratır. Bu yüzden hastalar son zamanlarda özel diş klinikleri tercih etmektedir. Özel kliniklerde yapılacak işlemler hastanın üst düzey konforu düşünülerek kısa sürede gerçekleşmektedir. Bekleme yaşamadan kısa sürede sorununuza çözüm alabilirsiniz.

Eğer siz de bahsedilen bu işlem dahil olmak üzere diş ve ağız sağlığınız adına doğru bir adres arıyorsanız Mehmet Eker ve ekibine güvenebilirsiniz. Başakşehir ve Bağcılar şubeleri arasından birisini seçerek randevu alabilir sorunlarınızı dile getirdikten kısa süre sonra sağlığınıza kavuşabilirsiniz.

Dolgu yapılırken kullanılan malzemelerin sadece tedavinin hemen sonrasında değil uzun zaman diliminde de zarar görmesi muhtemeldir. Bu zararların en büyüğü ise özellikle asitli içeceklerden gelmektedir. Asit, kullanılan malzemenin aşınmasına ve zaman içerisinde erimesine neden olacaktır. Tüketilmesi önerilmez.

Çay ve kahve tüketimi uygulamanın hemen sonrasında asla içilmemelidir. En az 2-3 saat beklenip lokal anestezi etkisini yok ettikten sonra içilebilir. Fakat bu sırada da aşırı sıcak olmamasına dikkat edilmeli. Aksi durumda dişin hassasiyetini arttırarak sızı yaratabilir.

Uzun vadede çay ve kahve tüketimini en aza indirmek de gerekebilir. Çünkü yine malzemelerin zarar görmesine neden olacaktır. Malzemede renk değişimi oluşturabileceği gibi işlem görmeyen dişlerde de sorun yaratır. Çürük, renk değişimi oluşturma ihtimali yüksektir.

Evet. Yapılacak işlemin her ne kadar yüksek kaliteli malzeme ile gerçekleştirildiği bilinse de dikkat edilmediği müddetçe çürük oluşturduğu görülür. Çürüklerin oluşma sebepleri arasındaki; asitli içecekler, kahve ve çay, şekerli gıdalar, sigaradan uzak durmak gerekir. Aksi takdirde çürük tekrarlayacak ve aynı işlemlerin tekrarlanması gerekecektir.
Halihazırda kullanılan malzemelerin bir ömrü bulunmaktadır. Ömrünü dolduran doldurma işleminin bu yüzden tekrarlanması muhtemeldir. Hastaların gerekli hijyen ve temizliğe dikkat etmesi tekrarlanma süresini çok uzatır. Ancak ne kadar dikkatsiz davranılırsa diş hekimine başvurma süreci de o yönde azalacaktır.

Elbette fırçalanır ve hatta fırçalanmalıdır. Sadece işlemin yapıldığı ilk gece dişe çok baskı yapmadan dikkatle fırçalanması önerilir. Özellikle iltihaplı diş üzerinde yapıldıysa bu işlem diş etlerine de dikkat etmek de fayda vardır. Aksi halde hastanın olumsuz duygular ve deneyimler yaşaması muhtemeldir.

Diğer yandan işlem üzerinden vakit geçtikten sonra özenle fırçalama devam ettirilmelidir. Mümkünde florürlü diş macunu kullanılarak tüm dişlerin de daha dayanıklı olması sağlanmalıdır. Dişin yapısına göre diş ipi de tercih edilebilir. Ağız çalkalama suyu çok olmamakla birlikte tercih edilebilir.

Kısmi olarak zarar verdiği bilinmektedir. Sakızın sert olması diş yüzeyine ekstra baskı uygulanmasına neden olur. Oluşan baskı ile birlikte ciddi anlamda sık sakız çiğneniyorsa zamanla aşınma ve bozulma oluşturmak mümkündür.
Sakız çiğnemek aynı zamanda ağız içinde tükürük salgısının artmasına neden olur. Artan tükürük salgısı içeriğindeki malzemelerden dolayı yapılan tedavi yöntemine zarar verir. Kullanılan malzemelerin zamanla aşınması, erimesi ve hatta kırılması görülebilir. Mümkün mertebe çiğnenmemesi hem diş hem de çene sağlığı için daha doğrudur.

Hastaların bu tarz bir durumu algılaması kısmen zordur. Özellikle profesyonel destek almak daha etkili olacaktır. Diş hekimi tarafından inceleme sonrası varsa bir hata tespit edilebilir. Aynı şekilde yenilenme zamanı geldiyse tedavinin tekrarlanması gerektiği konusunda hastaya bilgi verilecektir.
Genelde hastalar tarafından ilk gün hassasiyet oluşması hatalı olarak görülür. Ancak bu durum bir hata değil olağan durumdur. Diş hekiminin yaptığı bir hataymış gibi dile getirilmemesi gerekir. Aynı şekilde uygulama üzerinden uzunca bir vakit geçtiyse ve ağrı, sızı, hassasiyet oluştuysa yine hata olarak görülmemeli.
Kullanılan malzemeler kaliteli olsa da zamanla aşınabilir, kırılıp hata alabilir. Fakat işlemin kısa süre öncesinde yapılmasına rağmen ağrı ve sızı çok yaşıyorsanız ortada yanlış giden bir şeyler de olabilir. Bu aşamada farklı bir klinikten randevu alarak dolguyu inceletebilirsiniz. Varsa bir hata diş hekimi gözlemiyle ortaya çıkacaktır.

Ön dişlere yapılacak olan uygulamanın diğer azı dişlere göre daha dikkatli yapılması gerekir. Doğrudan göz önünde bulunması estetik kaygıyı da beraberinde getirmektedir. Bu yüzden uygulama sırasında doğru dolgu yöntemi seçilerek ilerlenirse alınacak sonuçtan da o yönlü bir memnuniyet elde edilebilmektedir.

Ağız yapısı incelendikten sonra ön dişlere bu yöntem yapılacağına karar verildiyse diş hekiminiz tarafından size önerilere sunulacaktır. Kimi durumlarda doldurma işlemi değil, kaplama ya da temizlik de yeterli kalabilir. Fakat yine de bu işlem yapılacaksa estetik anlamda göze hoş gelen, doğal diş görünümü yaratan malzemeler tercih edilmelidir.

Amalgam ve kompozit dolgu en çok bilinen ve yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntemlerin farklılaşma sebebi uygulama sırasında kullanılan malzemelerden kaynaklanmaktadır. Amalgam hazırlanırken içerisinde görece rengi daha farklı olan ve gözle seçilebilen malzemeler kullanılmaktadır.

Kompozit uygulamalarda ise kullanılan malzemeler doğal diş görünümünü vermek konusunda daha etkilidir. Bu görünüm diğer diş renklerinden farklı olmaz. Böylece herhangi bir tedavi ve uygulama yapıldığı anlaşılmayacaktır. Hastaların ön dişler için en çok tercih ettiği yöntemdir. Doktor tarafından da öneriler verilerek dişlere uygulanmaktadır. Doğal gülüş ile estetik bir ağız yapısına sahip olabilirsiniz.